Doğayla uyumlu bir yaşam, sizin eserinize dönüşsün

GÜNCEL PROJELERİMİZ

Sizler için en iyi, en güncel, en karlı.

ekoyatırım
akyaka

Ege’nin incisi Akyaka’da Zeytinn House’un Tiny House kooperatif arazisi ile yeni yaşam alanınız ile tanışın.

Zeytinn House’un Akyaka projesi şehrin kalabalık ve gürültüsünden uzak, doğa ile iç içe minimalist yeni yaşam alanınızı yaratmanız için tasarlandı.

doğayla iç içe

yeni yaşam tarzınız

Sakin
ÖZGÜN
Kaliteli

Zeytinn House olarak yola çıkarken amacımız, insanların hayatlarını yeniden tanımlamalarına yardımcı olmak ve doğayla iç içe huzurlu bir yaşamın kapılarını aralamaktı. Günümüzün yoğun şehir hayatı, bizleri giderek daha fazla stres altına sokuyor ve doğanın sakinliğinden uzaklaştırıyor. Biz ise bu durumu değiştirmek, insanların doğayla uyumlu bir yaşam sürmelerini sağlamak için yola çıktık.

Bizim misyonumuz, insanların hayatlarını yeniden şekillendirirken doğayla olan bağlarını güçlendirmek ve sakin bir yaşamın kapılarını açmak.

Kurucularımızdan

BİTEN PROJELERİMİZ

SIK SORULAN SORULAR

Tiny House, son yıllarda özellikle doğayla iç içe bir yaşam arzulayanlar arasında oldukça popüler hale gelmiştir. 18 Ocak 2024 tarihinde çıkan yönetmelik ile Tiny House’ların hukuki tanımı ve kullanım koşulları daha da netlik kazanmıştır. Bu yönetmeliğe göre Tiny House’lar, “O2 belgesine sahip, motorlu araçlar tarafından çekilebilen ve içinde yaşanabilir bir alan bulunan mobil evler” olarak tanımlanmaktadır. Bu nedenle, Tiny House’unuzu yerleştirirken, yapı statüsüne girmemesi için mobil özelliklerini koruması oldukça önemlidir.

Tiny House’unuzu yerleştirdikten sonra sabit bir yapıya dönüştürmeniz, kanunen bazı sorunlara yol açabilir. Çünkü kanun, bu yapıların bir motorlu araç tarafından taşınabilir olmasını şart koşar. Eğer Tiny House çekilemeyecek şekilde sabitlenirse, belediyeler imar kanununa dayanarak idari işlem başlatabilir. Bu sebeple, Tiny House’unuzu sabit bir yapıya dönüştürmeden, mobil kalacak şekilde yerleştirmeniz büyük önem taşır. Ayrıca, bu yapıların sabit hale gelmemesi için proje içi yolların asfalt olmaması, betonlaşmadan kaçınılması ve Tiny House’un tekerlekli yapısının korunarak hareket kabiliyetinin muhafaza edilmesi gerekmektedir.

Kamu kuruluşları, Tiny House’ların su, elektrik ve kanalizasyon gibi sabit altyapı sistemlerine bağlanması durumunda, bu yapıların artık mobil ev statüsünden çıkacağını belirtiyor. Bu durumda Tiny House’unuz, sabit bir yapı olarak değerlendirilebilir. Böyle bir durumda, belediye tarafından idari para cezaları ile karşılaşabilirsiniz. Bu tür sorunlarla karşılaşmamak için, size bahsedeceğim şekilde Tiny House’unuzun mobil kalmasını sağlamalı ve sabit altyapı bağlantılarından ziyade alternatif sistemler kullanmalısınız.

Bu sistemlerden bahsedecek olursak;


Elektrik konusunda, güneş enerjisi veya kolayca sökülüp çıkarılabilen bir elektrik sistemi kullanmak, Tiny House’unuzun mobilitesini korumanın en iyi yollarından biridir. Su altyapısı için ise mevcut sistemlerden yararlanabilirsiniz. Kanalizasyon altyapısında ise biyolojik arıtma sistemleri, tüm ihtiyaçlarınızı karşılayacaktır. Bu sayede, Tiny House’unuz hem yasal olarak mobil ev statüsünde kalacak hem de doğayla daha uyumlu ve sürdürülebilir bir yaşam tarzını benimsemiş olacaksınız. Bu ve benzeri sistem kurulumları ile hem çevreyi koruyacak hem de özgürlüğünüzü kaybetmeden yaşamınızı sürdüreceksiniz.

Kooperatif sistemi, bireylerin yalnızca mali açıdan bir araya gelmesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda ortak değerler ve zevkler etrafında birleşmelerine de olanak tanır. Bu sistem, arsa sahibi olmayı planlayanlar için güvenli bir yapı sunarken, güçlü bir topluluk ekosistemi oluşturur. Bu topluluklar, dayanışma içinde hareket eden, birbirine destek olan ve benzer yaşam tarzlarını benimseyen insanlardan oluşur. Ancak, kooperatif seçerken, bu kooperatifin gerçekten bir arazi satın alıp almadığını ve yönetim kurulunun hukuka uygun hareket ettiğini doğrulamak büyük önem taşır. Bu tür bir güvenlik kontrolü, Tiny House yerleştirmeyi düşünenler için hem sosyal hem de finansal güvence sağlar. Böylece, sadece bir yatırım yapmış olmaz, aynı zamanda yeni bir toplulukta yerinizi güvenle almış olursunuz.

Kooperatif hukukunda, kritik bir konu olan arazi satışı ve kooperatifin borçlandırılması gibi önemli kararların, sadece yönetim kurulu tarafından alınmaması, genel kurul kararı ile onaylanması büyük bir hayati önem taşır. Bu durum, kooperatif üyelerinin haklarını koruyan, şeffaflığı ve adil yönetimi sağlayan temel bir güvencedir. Bu nedenle, katılacağınız kooperatifin bu süreci nasıl yönettiğini bilmek, yatırımınızın uzun vadeli güvenliği için kritik bir adımdır.

Tiny House’unuzu kooperatif arazisi üzerine yerleştirmeyi planlıyorsanız, tarımsal nitelikleri korumanın ve doğayla uyumlu yaşamanın ne kadar önemli olduğunu unutmayın. “Örneğin, foseptik çukuru açmak, zeytin ağaçlarını sökmek, araziyi beton duvarlarla çevirmek ve mobil evimizin mobilitesini ortadan kaldıran” işlemleri gerçekleştirme, arazinin tarımsal yapısını bozabilir ve hukuki sorunlara yol açabilir. Ancak, geleneksel yöntemlerin ötesine geçmek sadece bu sorunlardan kaçınmanızı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda çevreye olan duyarlılığınızı da gösterir. Foseptik çukuru kazmak yerine, modern “Bio Enerji” teknolojilerini tercih etmek hem çevreye katkı sağlar hem de yaşamınızı kolaylaştırır. Ayrıca, iklim değişikliğine dayanıklı bitkiler ekmek, örneğin lavanta, kekik veya adaçayı gibi bitkileri seçerek, arazinizin doğal yapısını korurken toplumsal fayda açısından da önemli bir adım atmış olursunuz. Bu bitkiler hem çevreye uyumlu hem de sürdürülebilir tarımın güzel örnekleridir. Bu yeni nesil çözümlerle Tiny House yaşamınızı bir adım öteye taşıyabilir, doğanın kucağında huzurla yaşayabilirsiniz. Bu yaşam tarzı, yalnızca bir adım uzağınızda.

Kooperatif arazisi almayı düşünenlerin dikkat etmesi gereken önemli konuların başında, kooperatifin borçlandırılması ve arazinin satılması gelmektedir. Genel kurulda, “kooperatif yönetim kurulu kararı ile üyeler borçlandırılamaz” ve “kooperatif genel kurul kararı olmadan arazi satılamaz” ibarelerinin bulunması büyük önem taşır. Genel kurul toplantıları, tüm üyelerin katılımıyla gerçekleştirilir ve tarih ile saat bilgisi en az bir ay öncesinden üyelere bildirilir. Bu düzenleme sayesinde, üyelerin haberi olmadan kooperatifin borçlandırılması ya da arazinin satılması önlenir. Bu nedenle, hissesini satın alacağınız kooperatifin mutlaka genel kurul tutanaklarını incelemelisiniz.

Bununla birlikte, kooperatiflerde karar alma süreçleri tamamen şeffaf ve demokratik bir yapıya dayalıdır. Tüm üyelerin katılımıyla gerçekleştirilen genel kurul toplantıları, kooperatifin işleyişi açısından kritik öneme sahiptir. Bu sayede, kooperatifle ilgili alınan her karar, üyelerin onayı olmadan hayata geçmez. Ayrıca, kooperatifin uzun vadeli finansal durumunu ve mülkiyet haklarınızı koruma altına almanızı sağlayacak bu tür düzenlemeler, yatırımınızın güvenliği açısından hayati öneme sahiptir. Kooperatif üyelerinin birlikte karar alması, sadece bireysel çıkarları değil, ortak çıkarları da koruyan bir sistem oluşturur.

Tapunun kooperatif üzerine olması ilk başta kafanızda soru işaretleri yaratabilir, ancak endişelenmeyin. Noter satışında imzaladığınız muvafakatname ile seçtiğiniz parselin ömür boyu tek sahibi siz oluyorsunuz. Bu belgede belirtilen haklar sayesinde, parseliniz kooperatif mülkiyeti altında olsa bile, tam anlamıyla sizin kontrolünüzde. Ayrıca, satın aldığınız hisse e-devlet platformunda kayıtlı olarak yer alıyor, bu da mülkiyetinizin devlet güvencesi altında olduğunu kanıtlıyor. Bu sayede, yatırımınız sadece güvenli değil, aynı zamanda gelecekte size önemli kazançlar getirebilecek güçlü bir mülkiyet oluyor.

Buna ek olarak, satın aldığınız parseli dilediğiniz zaman satma hakkına da sahipsiniz. Ancak, bu süreçte kooperatif yönetimine bilgi vermeniz önemlidir. Kooperatif yönetimleri, satılacak hissenin yeni sahibinin adli sicilini mutlaka kontrol eder. Eğer yeni alıcının adli sicilinde yüz kızartıcı bir suç kaydı bulunuyorsa, kooperatif, bu kişinin üyeliğini kabul etmeyebilir. Bu uygulama, kooperatifin topluluk içindeki güvenli ve saygın yapısını koruma amacını taşır, böylece tüm üyeler huzurlu bir yaşam sürdürebilir.

Ayrıca, kooperatif hissesi satışında, satışı yapan hisse sahibinin hissesini mutlaka gerçek kişilere yapması gerekmektedir. Bunun birinci sebebi, gerçek kişilerin üçüncü şahıslara olan borçlarından dolayı kooperatifin etkilenmemesidir. İkinci sebep ise, şayet hisse devri tüzel kişilere (örneğin, limited şirket, anonim şirket, anonim ortaklık, adi ortaklık gibi) gerçekleşirse, bu tüzel kişiliklerin piyasaya olan borçlarından dolayı kooperatifin doğrudan sorumlu hale gelmesidir. Bu nedenle, satış işlemini yaparken, kooperatifin menfaatlerini ve mevcut üyelerin haklarını korumak adına hisse devrini gerçek kişilere yapmanız oldukça önemlidir.

Satış süreci, bu kontrollerin tamamlanmasının ardından noter aracılığıyla resmi olarak gerçekleştirilir ve yeni hissedarın bilgileri e-devlet sisteminde güncellenir. Bu şekilde, mülkiyet hakkı güvence altına alınmış olur ve satış işlemi yasal çerçevede tamamlanır.